Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili davalarda önemli bir gelişme yaşandı.

6’sı tutuklu 12 sanık ve tutuksuz yargılanan 3 çocuk hakkında açılan davaların dosyaları birleştirildi. Küçük kızın cansız bedeninin dere yatağında çuval içinde bulunmasının ardından başlayan soruşturma, aile bireylerinden komşulara uzanan geniş bir suç ağını gözler önüne serdi. İlk duruşma 14 Nisan’da görülecek.

21 Ağustos 2024’te Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan Narin Güran’ın cesedi, 19 gün süren arama çalışmalarının ardından dere yatağında bulundu. Üzerine 30, 25 ve 20 kiloluk taşlarla kapatılıp çalılıklarla gizlenen beden, Türkiye’yi yasa boğdu. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran’a “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Cesedi dereye taşıdığını itiraf eden komşu Nevzat Bahtiyar ise “Suç delillerini yok etme” suçundan 4 yıl 6 ay hapse çarptırıldı. Mahkeme, 28 Aralık’taki ikinci duruşmada sanıkların tutukluluğunun devamına karar verdi.

Başsavcılık iddianamesinde, Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA ve kıl örnekleri bulunurken, HTS ve baz istasyonu kayıtları sanıkların olay anında aynı evde olduğunu ortaya koydu. Cinayetin aile içinde planlandığı ve komşu Nevzat Bahtiyar’ın delilleri gizlemekle suçlandığı belirtildi. Ancak soruşturma genişledi; aile bireyleri ve çevredekilerden oluşan yeni bir şüpheli grubu dosyaya eklendi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayetin ardından “suçluyu kayırma” suçundan ikinci bir iddianame hazırladı. Tutuklu sanıklar Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz şüpheliler Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran hakkında dava açıldı. Bu iddianame, Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi. Ayrıca, 15-16 yaşlarındaki M.G., İ.K. ve R.A. adlı 3 çocuk hakkında “Suçluyu kayırma” suçundan Diyarbakır 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde dava başlatıldı. Mahkemeler, dosyalar arasındaki hukuki ve fiili bağlantıyı göz önüne alarak birleştirme kararı verdi.

Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi, “2025/84 ve 2025/112 esas sayılı dosyalar arasında irtibat bulunduğu” gerekçesiyle birleştirmeye onay verdi. Böylece 6’sı tutuklu 12 sanık ve 3 çocuktan oluşan toplam 15 sanık, “Suçluyu kayırma” suçundan yargılanacak. İlk duruşma, 14 Nisan 2025’te görülecek. Bu birleşim, cinayetin perde arkasındaki tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını hedefliyor.

Peki, bu birleştirme neyi ifade ediyor, hukuki süreçte nasıl bir etki yaratacak? Narin’in katillerine adalet arayışı, bu kararla başka bir boyuta taşınıyor.

Hukukta “dosyaların birleştirilmesi”, aynı ya da bağlantılı olaylarla ilgili farklı mahkemelerde görülen davaların tek bir mahkemede toplanması anlamına gelir. Narin Güran cinayetinde, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen cinayet davasının yanı sıra, “suçluyu kayırma” suçundan Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi ve 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde açılan davalar bulunuyordu. Mahkemeler, bu dosyalar arasında “hukuki ve fiili irtibat” tespit ederek birleştirme kararı aldı. Böylece, 15 sanığın yargılanması tek bir çatı altında gerçekleşecek.

Bu karar, Narin’in öldürülmesi ve sonrasındaki olayların birbiriyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğunu gösteriyor. Cinayeti işleyen anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar’a cezalar verilmişti. Ancak soruşturma, cinayeti örtbas etmeye çalışan diğer aile bireyleri ve çevreden kişileri de kapsayacak şekilde genişledi. Birsen Güran, Fuat Güran gibi 6 tutuklu sanık ile tutuksuz 6 yetişkin ve 3 çocuk, “suçluyu kayırma” suçundan yargılanıyordu. Dosyaların birleşmesi, tüm bu sanıkların eylemlerinin cinayetle doğrudan ilişkili olduğunu ve tek bir süreçte ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

Daha Kapsamlı Yargılama: Birleştirme, cinayetin tüm yönlerinin (işlenmesi ve gizlenmesi) aynı mahkemede değerlendirilmesini sağlayacak. Bu, olayın bütününü anlamak ve adil bir karar vermek için kritik.

Zaman ve Kaynak Tasarrufu: Ayrı mahkemelerde görülen davalar birleştiği için yargılama süreci hızlanabilir, tekrarlanan işlemler önlenebilir.

Tutarlılık: Farklı mahkemelerin çelişkili kararlar verme riski ortadan kalkacak, tek bir hakim heyeti tüm delilleri inceleyecek.

Cezaların Bağlantısı: Cinayeti işleyenlerle suçluyu kayıranların cezaları, olaydaki rollerine göre daha tutarlı bir şekilde belirlenebilecek.

Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi, 6’sı tutuklu (Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya, Muhammed Kaya) ve 6’sı tutuksuz (Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran, Ömer Faruk Güran) 12 sanık için iddianameyi kabul etmişti. Ayrıca, 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan 15-16 yaşındaki M.G., İ.K. ve R.A. için ayrı bir dosya vardı. Mahkeme, “2025/84 ve 2025/112 esas sayılı dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat” buldu ve birleştirdi. İlk duruşma, 14 Nisan 2025’te görülecek.

Dosyaların birleşmesi, Narin’in cinayetinin sadece birkaç kişinin değil, geniş bir çevrenin suç ortaklığıyla gizlenmeye çalışıldığını doğruluyor. Anne, ağabey ve amcasına ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmişken, diğer sanıkların “suçluyu kayırma” eylemleri, olayın aile içindeki karanlık boyutunu ortaya seriyor. Toplumda büyük infial yaratan bu dava, birleşen dosyalarla daha şeffaf bir şekilde aydınlatılacak gibi görünüyor. Narin’in acılı yakınları ve kamuoyu, 14 Nisan’daki duruşmada tüm gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını bekliyor.

Bu birleştirme, Narin Güran cinayetinde adaletin sadece katillere değil, suçu örtbas edenlere de ulaşmasını sağlayabilir. Diyarbakır, bu kararıyla küçük bir kızın trajik ölümünün tüm sorumlularını aynı anda yargı önüne çıkaracak. Şimdi gözler, 3-4 ay sonra başlayacak duruşmada sanıkların vereceği ifadelerde.