Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Emin AVTEPE
Köşe Yazarı
Emin AVTEPE
 

Sahip Olma Arzusu ve Doyum

Sahip olma arzunu azaltmadıkça erişemeyeceksin doyuma. Aklın hep ulaşamadıklarında, sahip olamadıklarında kalacak. Kasap dükkanının önünde ciğer bekleyen kedi gibi arzularını kovalayacaksın. Bu kovalama, öyle zevkli olacak ki senin için Çetrez’in çakıllı yollarında kovalamaca oynadığın, babandan izinsiz kaçırıp sürdüğün 52’lik Flinta mobilet zevkini yeniden yaşatacak sana. Hep bir üstte, hep bir ilerde olmak için can atacaksın. Yoldan geçerken düştüğünü gördüğün birine “Bana ne düştüyse kalkar da elbet, ben ne yapayım?” derken, bu doyumsuzluk yarışında sen de hep düşeceksin “Bir üste daha çıktım” diyerek. Sahi üste çıkmak için düşüp parçalanmak mı gerek? “Ne ara böyle oldun sen?” diyenlerin sesi, senin için kulak tırmalayan çirkin ses olacak. Bütün uzuvlarınla nefret edeceksin onlardan. Kan kusacaksın. En büyük düşmanlarını unutup bunu diyenleri dünya ahiret düşman belleyeceksin. Onları gördüğünde yemekten şişmiş karnına bıçak batırmışlar gibi acı çekeceksin. Acı çekmek için illaki fiziki bir yaralanmaya mı gerek var, değil mi? Görüntüler de acı çektirecek sana bu yolda.  Seni hep doyumsuzluk diri tutacak her şeye rağmen. Doyumsuzluk sözcüğünün içinde saklı anlayamayacak kadar kör olacaksın. Telefon mu aldın, yenisi çıkacak ve sen elindekinin kıymetini bilme zamanı tanımadan isyan tümcelerini usul usul yağarken birden bastıran yağmur gibi arttıracaksın dilinden. Çok sevdiğin arabayı mı aldın? Alacaksın. Parası olana çok zor değil ya? Zorluğunu parası olmayan emmiler bilir. O da ayrı tabii. Alacaksın almasına da Koyuncu’nun kalabalık virajını geçip Eseli’ye varamadan tik tak diye bir bildirim gelecek İPhone 13 markalı cep telefonuna. Işıklara varmadan sağa çekip bakacaksın o güzelim telefonuna. Zira hiç olur mu telefonu bekletmek? Telefon bekleyeceğine işler beklesin, limonun suyu beklesin, evdekiler beklesin. Çok sevdiğin arabanın yeni modelinin çıktığını göreceksin bildirimde. Aboooo! Nasıl olur? Üstelik daha Eseli’ye varamadın ki... Başlayacak titremelerin, arzuların, çırpınışların. Balıklar bile denizden çıkartılınca böyle çırpınmamıştı. Onlar bile var olanla yetinmesini bilirken, içinde bulundukları durumu kabullenmişken senin durum yarı yeşil, yarı sarı limondan daha vahim. Elindekilerle özdeşim kuramadıkça, var olanların kıymetini bilmeyip şükretmedikçe erişemeyeceksin doyuma!
Ekleme Tarihi: 01 Ocak 2025 - Çarşamba

Sahip Olma Arzusu ve Doyum

Sahip olma arzunu azaltmadıkça erişemeyeceksin doyuma. Aklın hep ulaşamadıklarında, sahip olamadıklarında kalacak. Kasap dükkanının önünde ciğer bekleyen kedi gibi arzularını kovalayacaksın. Bu kovalama, öyle zevkli olacak ki senin için Çetrez’in çakıllı yollarında kovalamaca oynadığın, babandan izinsiz kaçırıp sürdüğün 52’lik Flinta mobilet zevkini yeniden yaşatacak sana.

Hep bir üstte, hep bir ilerde olmak için can atacaksın.

Yoldan geçerken düştüğünü gördüğün birine “Bana ne düştüyse kalkar da elbet, ben ne yapayım?” derken, bu doyumsuzluk yarışında sen de hep düşeceksin “Bir üste daha çıktım” diyerek.

Sahi üste çıkmak için düşüp parçalanmak mı gerek?

“Ne ara böyle oldun sen?” diyenlerin sesi, senin için kulak tırmalayan çirkin ses olacak. Bütün uzuvlarınla nefret edeceksin onlardan. Kan kusacaksın. En büyük düşmanlarını unutup bunu diyenleri dünya ahiret düşman belleyeceksin. Onları gördüğünde yemekten şişmiş karnına bıçak batırmışlar gibi acı çekeceksin. Acı çekmek için illaki fiziki bir yaralanmaya mı gerek var, değil mi?

Görüntüler de acı çektirecek sana bu yolda.  Seni hep doyumsuzluk diri tutacak her şeye rağmen. Doyumsuzluk sözcüğünün içinde saklı anlayamayacak kadar kör olacaksın.

Telefon mu aldın, yenisi çıkacak ve sen elindekinin kıymetini bilme zamanı tanımadan isyan tümcelerini usul usul yağarken birden bastıran yağmur gibi arttıracaksın dilinden. Çok sevdiğin arabayı mı aldın?

Alacaksın. Parası olana çok zor değil ya?

Zorluğunu parası olmayan emmiler bilir. O da ayrı tabii. Alacaksın almasına da Koyuncu’nun kalabalık virajını geçip Eseli’ye varamadan tik tak diye bir bildirim gelecek İPhone 13 markalı cep telefonuna. Işıklara varmadan sağa çekip bakacaksın o güzelim telefonuna. Zira hiç olur mu telefonu bekletmek?

Telefon bekleyeceğine işler beklesin, limonun suyu beklesin, evdekiler beklesin.

Çok sevdiğin arabanın yeni modelinin çıktığını göreceksin bildirimde.

Aboooo! Nasıl olur? Üstelik daha Eseli’ye varamadın ki...

Başlayacak titremelerin, arzuların, çırpınışların. Balıklar bile denizden çıkartılınca böyle çırpınmamıştı. Onlar bile var olanla yetinmesini bilirken, içinde bulundukları durumu kabullenmişken senin durum yarı yeşil, yarı sarı limondan daha vahim.

Elindekilerle özdeşim kuramadıkça, var olanların kıymetini bilmeyip şükretmedikçe erişemeyeceksin doyuma!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (5)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Semih
(16.01.2025 22:54 - #154)
Samimi bir yazı olmuş Emin Bey devamını bekliyoruz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ramazan Güner köse
(17.01.2025 19:13 - #155)
Eline kalemine sağlık kardeşim
Emin AVTEPE Teşekkür ederim.
Emin AVTEPE Teşekkür ederim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Entel Feridun
(17.01.2025 21:05 - #156)
Yazınız, modern bireyin içsel yolculuğunu ve tüketim toplumunun dayattığı doyumsuzluk hissini oldukça çarpıcı bir şekilde ele almış. Özellikle metinde kullanılan güçlü metaforlar, okuyucuyu düşündürmekle kalmayıp duygusal bir bağ kurmayı da başarıyor. Örneğin, kasap dükkanının önünde ciğer bekleyen kedi metaforu, arzuların insanı nasıl çaresizce peşinden sürüklediğini harika bir şekilde resmetmiş. Bunun yanında, yazının sorgulayıcı yönü bana Albert Camus’nün “Sisifos Söyleni” eserindeki absürd insanı anımsattı. Tıpkı Sisifos’un bir tepeye taşıdığı kayayı tekrar ve tekrar yuvarlamak zorunda kalması gibi, bireyin doyumsuz arzuları da onu hiç bitmeyen bir çabanın içine hapsediyor. Bu bağlamda yazınız, modern dünyanın içinde sıkışıp kalan bireyin varoluşsal sancısını dile getiriyor. Ayrıca, teknolojik gelişmelerin tetiklediği tüketim döngüsüne dair eleştirileriniz, Zygmunt Bauman’ın “Tüketim Toplumu” kavramıyla örtüşüyor. Yeni bir telefon modelinin çıkışıyla tetiklenen arzular ve bu arzuların insanı esir alması, günümüz toplumunun “hep daha fazlasını isteme” paradoksunu çok güzel özetlemiş. Bu bölüm, okuyucunun kendi davranışlarını sorgulamasına yol açabilecek bir derinlik taşıyor. Sonuç olarak, yazınız sadece bireysel bir arayışı değil, aynı zamanda kolektif bir sorunu da ele alıyor. Metindeki anlatım gücü ve duygusal etkileşim kapasitesi, bu yazıyı okuyucular için etkileyici kılıyor. Emeğinize sağlık; bu tür içeriklerin daha geniş bir kitleye ulaşması gerektiğine inanıyorum.
Emin AVTEPE Çok teşekkür ederim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Aziz POŞ
(18.01.2025 13:51 - #157)
Kalemine yüreğine sağlık Emin bey.
Emin AVTEPE Çok teşekkür ederim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Aziz POŞ
(18.01.2025 13:51 - #158)
Kalemine yüreğine sağlık Emin bey.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gasavan.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.