Büyüyü bir antropoloji konusu olarak inceleyen E. B. Tylor (ö. 1917) esas olarak büyüyü sosyal olarak ele almıştır. Tümüyle büyü üzerine odaklanan antropolog E. B. Tylor’ın öğrencisi J. G. Frazer (1854-1941) olmuştur.
Tylor, bilimsel bir yaklaşımla ilkel kabile mensuplarının büyü ile olaylar arasında kendilerine göre bir sebep-sonuç ilişkisi kurduklarını belirtti ve bu nedenle büyüyü sahte bilim olarak adlandırdı.
Frazer ise The Golden Bough (Altın Dal) adlı kitabında Tylor’ın görüşlerini geliştirdi. Bütün dinlerin kaynağının büyü olduğunu savunarak insanlığın düşünme gelişimi aşamalarında büyünün dinden önce geldiğini savundu.
James George Frazer (1854-1941)
İngiliz antropolog, halkbilimci ve yazar olan Frazer, Glasgow Üniversitesi’nde eski Yunan ve Latin edebiyatı eğitimi aldı. Frazer’ın antropolojiye olan ilgisi Edward Taylor’un Primitive Culture (1871) adlı kitabıyla başladı. Modern mitoloji ve karşılaştırmalı din çalışmalarında etkili oldu ve sıklıkla modern antropolojinin kurucu isimlerinden biri olarak kabul edildi. Trinity College’ta öğretim üyeliği yaptı. Liverpool Üniversitesi’nde sosyal antropoloji profesörü unvanı alan ilk kişi oldu. Sonraki yıllarını Cambridge Üniversitesi’nde çalışarak geçirdi. 1890 yılında 2 cilt olarak yayınlanan en önemli eseri The Golden Bough 1906-1915 yıllarında 12 cilt olarak yayınlanmıştır. Bunun dışında diğer eserleri şunlardır: Totemism (1887), Psyche’s Task: A Discourse Concerning the Influence of Superstition on the Growth of Institutions (1913), Folklore in the Old Testament: Studies in Comparative Religion, Legend and Law” 1918), Garnered Sheaves: Essays, Addresses and Reviews (1931).
Altın Dal (The Golden Bough)
Altın Dal, 1890'da ilk yayımlanmasıyla büyük bir sansasyon yarattı. Frazer'ın, İsa Mesih'i, Mısır tanrısı Osiris ve Yunan tanrısı Adonis gibi figürlere eşdeğer, ölen ve dirilen bir tanrı örneği olarak İsa'nın efsanevi değil gerçek olduğunu düşünen Hıristiyanlar arasında tartışma yarattı. Çalışmanın antropoloji alanında da anında etkisi oldu. Frazer'ın zamanından bu yana, akademi dünyasının büyük bir kısmı onun büyü, din ve bilimsel düşüncenin evrimi hakkındaki fikirlerini geçersiz görmeye başladılar. Teorilerini destekleyecek hiçbir kanıt ortaya çıkmazken yeni tarihi ve arkeolojik keşifler onun bazı fikirlerini çürüttü.
Frazer aşırı spekülasyon yapmakla ve kendi teorilerine uyacak şekilde gelişigüzel kanıt toplamakla da eleştirildi. Eleştirmenler Frazer'in orijinal verilerinin güvenilmez olduğunu düşünüyor çünkü bunların bir kısmı bilim adamlarından değil, beyaz sömürgeci sıradan insanlara veya misyonerlere gönderdiği anketlerden geliyor. İlk insanları çocukça cehaletle dolup taşan gülünç fikirlere sahip ilkel olarak nitelendirmesi eleştirilmektedir. Frazer’ın zenci ve vahşiler gibi terimleri kullanması Avrupa-merkezciliğini göstermektedir.
Ancak, Altın Dal, kültürel antropoloji, insan kültürü çalışmaları ve karşılaştırmalı din alanlarında önemli bir metin olmayı sürdürmektedir. Mitolojik bilgiler açısından zengindir ve Frazer teorilerini destekleyecek tek bir örnekle yetinmez. Dünya çapındaki çok çeşitli kültürlerden benzer anekdotları ve örnekleri bir araya getirir. Çalışmalarının çoğu Avrupa merkezli olsa da antik Roma ve Yunanistan'ın yanında Afrika, Asya, Amerika ve Avustralya'daki farklı kültürlerden de yararlanmaktadır. Frazer'ın sempatik büyü hakkındaki fikirleri bugün çeşitli kültürel ve dini gruplarda hala belirgindir. Bu fikirler, benzerin benzeri yarattığı taklit büyüsü ve bir nesnenin bir kişiyle bir kez temas ettiğinde, o kişiyi zaman ve mesafe boyunca hâlâ etkileyebildiği ilkesine dayana bulaşıcı büyü örnekleri içerir.
Altın Dal, pek çok önemli yazar ve düşünürü etkilemiştir. İsviçreli psikiyatrist Carl Jung, Avusturyalı psikanalist Sigmund Freud, İrlandalı romancı James Joyce ve İrlandalı şair William Butler Yeats bunlar arsındadır.
Altın Dal kolektif bir bilinçdışının ya da tüm insanlığın erişebileceği ortak bir bilinçdışı zihnin varlığını öne sürerek Jung'u etkiledi.
Şamanizm, dünyanın birçok bölgesinde bağımsız olarak gelişmiştir ve Jung'un kolektif bilinçdışına erişilebileceğini öne sürdüğü yöntemlerden biridir. Freud, totemler ve tabular üzerine teorilerini geliştirirken Frazer'in kolektif çalışmalarından yararlandı.